Kim dünyadaki şeylerin varlığını bir çocuktan daha iyi sorgulayıp buna şaşırabilir ki?
Kendisi de bir filozof olan Myriam Revault d’Allonnes tarafından yönetilen Düşünen Baykuş serisi çocuklarla felsefe yapma projesi etrafında düşünürleri, filozofları, yazarları ve çizerleri bir araya getirdi.
Düşünen Baykuş serisi adını Roma’nın bilgelik tanrıçası Minerva’nın sembolü olan baykuştan alıyor. Baykuşun geceyi ve gizemi keşfi, felsefi düşüncenin, hayatı ve soruları karanlıktan çıkarmasını andırıyor.
İnsanlığın temel sorulara yanıt arayışı olarak tanımlayabileceğimiz felsefe, çoğunlukla yetişkinlerin işi olarak görülür. Fakat aslında tüm insanlığı kapsayan bir alandır ve çocuklar için de sonsuz bir keşif alanıdır. Çocukların dünyayı sorgulamaya dair doğal ilgisi, onları felsefi düşünmeye götüren ilk adımdır. Bir diğer yanıyla felsefe, çocukların eleştirel düşünme, empati geliştirme, etik sorular sorma ve keşfetme becerilerini artırır. Çocukların bu becerileri geliştikçe dünyayı daha geniş bir perspektiften kavramaya başlarlar. Keza Aristo ve Platon da filozof olabilmek için belirli bir yaşa gelmek gerekmediğini savunurlar.
Düşünen Baykuş serisi, çocukları felsefeyle tanıştırırken onlara bu yolculukta rehberlik eder. Serideki metinler, insanlığın temel konularına dair özgün sorular ve incelikli çizimlerle felsefeyi erişilebilir ve keyifli hale getirir. Aynı zamanda çocukların dünyaya karşı daha açık fikirli ve sorgulayan bir yaklaşım geliştirmelerini sağlamaktadır.
